“Herkes eşittir ama bazıları daha mı eşittir” hakkında
Genel olarak, pek çok kişi, başkalarına karşı önyargılı olduğunu, ayrımcılık yapabileceğini düşünmez. “Herkes eşittir” cümlesine katılan kişi sayısı oldukça fazladır. Oysa hem günlük hayatta hem de iş yaşamında insanlar eğitim, memleket, gelir durumu, cinsel yönelim, etnik köken, dış görünüş, engellilik, yaş gibi bazı özelliklerinden dolayı ayrımcılığa maruz kalabiliyor. İnsanların farklı özelliklerine dair önyargıların fark edilmesi ve azaltılması, kurum içindeki kişilerin fırsatlardan ve haklardan eşit yararlanmasını sağlarken, birlikte, verimli ve keyifli iş yapmayı da beraberinde getirir.
Medyadan, arkadaşlardan, aileden ve çevreden öğrenilen bazı kalıplar, farklı olanlarla iletişime ve ilişkiye geçmeyi, hatta onları dinlemeyi engelleyebiliyor. Hem iş yaşamında hem de günlük hayatta fark edilmeden yapılan bazı genellemeleri, etiketlemeleri fark etmek, önyargıların azalmasında önemli bir rol oynarken, kurum içinde farklılıkların bir arada yaşayabilme ve çalışabilme hakkını, imkânını da artırmaktadır.
Alt Başlıklar
- Ayrımcılık ve eşitlik: Ayrımcılığın ve eşitliğin fark edilmesi
- Ayrımcılığa giden yolda kalıp yargılar, önyargılar: Ayrımcılığın doğuştan değil sonradan öğrenilmesi ve eşitlikle değişiminin mümkün olması
- Ayrımcılığın olumsuz etkileri: Birey, kurum ve toplum üzerinde ayrımcılığın ekonomik, ruhsal, sosyal etkileri
- Evde, işte, toplumda ayrımcılığın önlenmesi: Eşitliğin etkileri ve ayrımcılığı yaratan önyargıların, kalıp yargıların kaldırılması, vazgeçilemez, devredilemez insan haklarının kurum kültürüne yansıtılması
Hedef kitle: Tüm çalışanlar, yöneticiler