PORTA EĞİTİM VE DANIŞMANLIK
KORONA GÜNLERİNDE ÖĞRETMEN OLMAK SEMİNERLERİ
GENEL RAPOR
Hazırlayan : Büşra Keskin
Cansu Omrak
Destek veren: Serkan Kahyaoğlu
Eylül, 2020
İçindekiler
- GİRİŞ
- KORONA GÜNLERİNDE EĞİTİM VE ÖĞRETMENLER
- KORONA GÜNLERİNDE ÖĞRETMEN OLMAK SEMİNERİ
- Okullarla İletişim
- Süreç ve İçerik
- Seminer Değerlendirme Sonuçları
- SONUÇ VE ÖNERİLER.
Korona Günlerinde Öğretmen Olmak Seminerleri
Değerlendirme Raporu
Bu rapor Porta Eğitim ve Danışmanlık (PORTA) tarafından online olarak gerçekleştirilen “Korona Günlerinde Öğretmen Olmak” seminerlerindeki deneyimleri kapsamaktadır. 20 Nisan- 12 Haziran 2020 tarihleri arasında gerçekleştirdiğimiz Korona Günlerinde Öğretmen Olmak seminerini anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise kademeleri olmak üzere 7 kurum ile toplam 16 kez uyguladık. Bu seminerlerde toplam 650 öğretmene ulaştık. Seminerlere katılan 650 öğretmenin %81’i (524) özel okulda, %19’u (126) devlet okulunda çalışmaktadır.
Aşağıdaki tablo seminerlere katılan öğretmenlerin çalıştıkları yaş gruplarına göre dağılımını göstermektedir.
B. KORONA GÜNLERİNDE EĞİTİM VE ÖĞRETMENLER
Ülkemizde ilk Korona vakasının görülmesinden sonra 16 Mart 2020’de yüz yüze eğitim-öğretime ara verildi. Ardından hem Milli Eğitim Bakanlığı hem de özel okullar kendilerini hızla online eğitim planı hazırlama ve sunma sürecinin içinde buldu. Öğretmenlerin, okul yöneticilerinin sürece uyum sağlamaları ve hızla içerik, yöntem geliştirmeleri beklendi. Bir başka deyişle, öğretmenlerin böyle bir duruma hazır oldukları varsayıldı. Oysa bu durum birçok öğretmen ve okul için çok yeniydi. Dolayısıyla öğretmenlerin bir yandan çok yoğun olarak online ortamda içerik ve yöntem geliştirmek için çalışırken bir yandan da herkes gibi salgının neden olduğu karmaşık, zorlu duygularla başa çıkmak zorunda kaldıkları düşünülebilir. Üstelik öğretmenlerin sadece kendi duygularını değil, öğrencilerinin, velilerin eğer ebeveynlerse çocuklarının duygularını da görmek ve düzenlemek çabasına girdikleri düşünülmektedir.
Korona salgınının herkesin olduğu gibi öğretmenlerin de güvenlik algısını ve “normal” iş ve kişisel yaşamlarını etkilediği düşünülmektedir. Başlangıçta duygusal açıdan ne olduğunu tanımlamak zor olsa da David Kessler yaşadığımız huzursuzluğu isabetli ve kabul gören bir şekilde “yas (matem)” olarak tanımladı[1].
Öğretmenler ise derslere devam etmelerine rağmen, öğrencileriyle yüz yüze teması, öğretmenler odasındaki paylaşımları, sosyal alanlarda arkadaşlarıyla ilişkilerini kaybettikleri bir yas sürecinden geçti[2]. Bu süreçte beklendik olduğu kadar içinde kalmanın da zor olduğu öfke, korku, kaygı gibi birçok duygu hissedildi[3]. Öğretmenlerin bireysel olarak ve öğrencileriyle ilişkilerinde, eğitim deneyimlerinde bu duyguları yaşarken ve yönetirken duyguların işaret ettiği ihtiyaçlarının dikkate alınması önemliydi[4].
C. KORONA GÜNLERİNDE ÖĞRETMEN OLMAK SEMİNERİ
Korona salgınının başlamasıyla birlikte öğretmenlerin uzaktan eğitim uygulamalarına bağlı olarak PORTA olarak yakın çalıştığımız okullar başta olmak üzere öğretmenlerle iletişime geçtik. Bu iletişimin bir kısmı PORTA’ya talepler şeklinde bir kısmı da devam eden eğitimlerimize ek çalışmalar olarak oluştu. Seminer duyuldukça ayrıca okullardan talepler de gelmeye başladı.
PORTA olarak öğretmenlerin COVİD-19 sürecinde yaşadıkları duyguları tanımlamak ve hem özel hem de eğitim/öğretim yaşamlarında baş etme yöntemleri geliştirmelerine destek olmaları amacıyla “Korona Günlerinde Öğretmen Olmak” semineri geliştirildi. İçerik geliştirilirken; öğretmenlerin duygularını ele almak bizim için önemli ve öncelikliydi. Bu noktanın yanı sıra baş etmeye dair beceri ve bilgileri de seminer içeriğine koymanın gerekli olduğunu düşündük.
Seminer kapsamında korona ile başlayan yas sürecinin aşamaları ve bu süreçte hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin neler hissettikleri konuşuldu. Özellikle içinde bulunduğumuz süreçten kaynaklanan hem kendi hem de bir başkasının duygularını fark edebilmek ve bu zorlayıcı duygular ile nasıl baş edilebileceği vurgulandı.
Seminerler sayesinde öğretmenlerin yaşadığı yas aşamaları, duygular, duygu düzenleme, baş etme konularını ele alırken bire bir temas etme, ısınma oyunları oynama ihtiyacı duyuldu, daha çok paylaşım yapılabilen yüz yüze eğitimlerdeki ortamı sağlamak ve öğretmenlerin katılımını arttırmak üzere alternatifler araştırıldı. Zaman zaman seminer içinde öğretmenlerin deneyimlerini duymak için soru sormaya, paylaşım yapmaya alternatif / ek olarak menti uygulaması ile interaktivite desteklendi. Süreç boyunca seminerlerde farklı soru(n)ların ve ihtiyaçların ortaya çıktığı görüldü.
İzolasyon sürecinde evden çalışma ile birlikte mesai saati kavramının ortadan kalktığı ve öğretmenlerin mesai saatlerini sınırlandırmakta zorlandığı konuşuldu. Bununla beraber veliler ve öğrencilerle iletişimde de hem arama saatleri ile ilgili sınırların aşılabildiği hem de kaygıların artmasıyla beklenti anlamında da sınırların dışında beklentiler olabildiğinden bahsedildi. Bu sınırları koymakta da öğretmenlerin zorlandığı, tereddüt ya da kaygılar yaşayabildiği üzerinde duruldu.
Seminer anaokulu, ilkokul ve ortaokul/lise öğretmenlerine yönelik olmak üzere ayrı gruplara uygulandı. İçerik temel olarak aynı olmakla birlikte soru-cevap bölümlerinde farklı yaş gruplarında çalışan öğretmenlerin farklı ihtiyaçlarına cevap verilmeye çalışıldı.
Her seminer sonrası katılımcılara seminer değerlendirme formu iletilmiş ve çalışılan kuruma ilgili seminere özgü değerlendirme ve önerilerden oluşan bir rapor sunulmuştur.
Korona Günlerinde Öğretmen Olmak Seminerleri Google drive üzerinden hazırlanan form ile değerlendirilmiştir. Seminer sonunda katılımcılardan eğitimcileri ve semineri yazılı olarak değerlendirmeleri istenmiştir. Değerlendirme formunun, ilk bölümü eğitimcileri, eğitimin içeriğini ve süreci değerlendirmek amacıyla 1 “Kesinlikle katılmıyorum”, 5 “Kesinlikle katılıyorum” olmak üzere 5’li likert olan 7 sorudan oluşmaktadır. İkinci bölümde ise genel değerlendirmeleri almak üzere 5 açık uçlu soru yer almaktadır.
Bu raporda ise tüm katılımcılardan elde edilen sonuçlar toplu olarak sunulmaktadır. Toplam 16 seminerin 14’ünde seminer değerlendirme anketi alınmış, 2 okuldan ise veri toplanamamıştır. 14 seminer sonucunda öğretmenler tarafından doldurulan değerlendirme anketlerinin sonuçları şöyledir.
- Bu atölyede en çok etkilendiğiniz ve size faydası olacağını düşündüğünüz konular, kavramlar nelerdir? Sorusuna gelen , “Her şeyden önce bu süreçte bir öğretmen olarak benim duygusal sağlığımın düşünülmüş olması çok iyi geldi” cevabı “Duyguları ele almanın, kendilerini düşünmenin, ben ne yaşıyorum, ben iyi olmalıyım ki … “ üzerine konuşmanın öğretmenlere kendilerini anlaşılmış hissettirdiğini düşündürmektedir. Öğretmenlerin “Bu süreçte yaşadığımız duyguların adlandırılması.” “Bu zorlu dönemde kendimize dönmek çok iyi geldi. Genelde ikinci planda olduğumuzu hissediyorum. Ama bu sunumla önemsendiğimizi hissettim.”, “İçinde bulunduğumuz zamanda yaşadığımız farklı duygu durumlarıyla ilgili farkındalığımı arttırdı.”, “Sağlıklı bir yardım için gerekli şartları bilmek ve duygu durum düzenlemeyi kendi hayatımda, öğretmenliğimde kullanmaya çalışacağım.” Şeklinde yaptıkları yorumlar duyguların yoğun şekilde hissedildiği bu dönemde hissettiklerini dile getirmenin ve özellikle zorlayıcı duyguların paylaşıldığını duymanın katılımcılar için önemli olduğunu düşündürmektedir.
- Bu atölyede etkilenmediğiniz ve size faydası olmayacağını düşündüğünüz konular, kavramlar nelerdir? Sorusuna genel olarak faydalı olmayacağını düşündüğü kavram konu olmadığına dair yorumlar gelirken “İş ve özel hayat için zaman planlaması yapmak önemli ancak, bunu uygulamak zorlayıcı.” Yorumu seminerde ele alınan başlıkları uygulamakla ilgili daha fazla ihtiyaç olduğunu düşündürmektedir.
- “Bu atölyede, konuşulması, tartışılması gerektiğini düşündüğünüz farklı bir konu var mı? “ Sorusuna “Duyguların anlaşıldığını karşıdan duymak güzel ama öğretmenler dinleyici konumundaydı, daha fazla söz almak istedim” “Pandemi sürecinde iş hayatı ve özel hayatın dengelenmesi” “Duygu durumundaki sürekli değişimle baş etme.” Şeklinde geri bildirimler gelmiştir. Katılımcıların yanıtları incelendiğinde süreç içerisinde katılımcıların interaktivitesini arttırmaya yönelik çalışmalar yapılmıştır. Buna ek olarak pandemi sürecinde ev içerisindeki rollere ve içinde bulunduğumuz sürecin belirsizliğini göz önünde tutarak duygu düzenleme alanına ilişkin daha fazla etkileşime ihtiyaç duyulduğu düşünülmektedir.
- “İleride eğitim almak istediğiniz atölye başlıkları nelerdir? Hangi konularda atölyeler yapılmasını istersiniz?” Sorusuna katılımcılar “Korona bittikten sonraki yaşam ve yaşama uyum sağlama”, “Daha esnek olma ve yeni yaşantılara uyum sağlama becerisinin gelişimi için yapılması gerekenler nelerdir konusu.”, “Öğretmen iletişimi ile ilgili olabilir”, “Mesleki dayanışma ve güven oluşturma” şeklinde yanıt vermiştir.
- “Atölye ile ilgili diğer görüş ve önerileriniz” Sorusuna katılımcılar genellikle teşekkürlerini iletmiş “Kısa ama derli toplu bir atölye çalışması oldu, teşekkürler, kendimize dönmek İçinde bulunduğumuz dönem itibariyle önemli bir konu işlendi. Kısa ve öz olarak iyi bir çalışma. Bu çalışmalar devam edebilir.” ve benzer şekilde , “Kendimi dışardan görmemi ve değerlendirmemi sağlamasını çok faydalı buldum.”, “Yaşadığımız süreçte geri bildirimin öneminin bir kez daha anlaşılması.”, “İşe yarıyor muyum? Sorusunun önemi ve kişi üzerindeki etkisi vurgulandı. Bu önemliydi” şeklinde yanıt vermiştir. Bu yanıtlar pandemi sürecindeki zorlayıcı duygular, iş hayatının yeni bir şekle evrilmesi bu evrimin hızlıca olması buna uyum sağlamak vb. noktalarda neler yapılabileceği, kendine zaman ayırmak ve kendini ifade etmek gibi beceriler sağlaması açısından etkili olduğunu göstermektedir.
Değerlendirme formlarından alınan geri bildirimlerde en çok yöntem üzerinde durulması gerektiği dikkat çekiciydi. Hem değerlendirme formlarından alınan sonuçlar hem de kendi deneyimlerimizden ortaya çıkan ihtiyaçlar incelendiğinde katılımcıların eğitimden memnun kaldıkları, fayda sağladıkları görülmektedir.
Seminerler genel olarak değerlendirildiğinde, öğretmenlerin korona sürecinde online eğitime hızla başlamalarının sonucu olarak kendi duygularını fark etmeye, kabul etmeye ve üzerine düşünüp konuşmaya ihtiyaç duydukları görüldü. Benzer şekilde öğretmenlerin online eğitimde öğrenciye temas edebilmek, okula özlem, dersleri daha cazip kılmaya çalışmak, dersin verimliliğini arttırmak ve öğrencilerin duygusal ihtiyaçlarını görmek gibi öğrenciyi kapsayabilmeye dair kaygıları ve bu ortak kaygıları paylaşma ihtiyaçları olduğu fark edildi. Yüz yüze eğitimin kaybıyla paylaşımların yapıldığı öğretmenler odası da kaybedilmişti. Seminerlerle birlikte “öğretmenler ne yaşıyor”u beraber konuşabilmeyi hedeflemiştik. Yazılı geri bildirimlerde çokça aldığımız “yalnız olmadığımı hissettim, duygularımız üzerine konuşmak çok iyi geldi” gibi geri bildirimler seminerlerin ihtiyaç ve amaca hizmet ettiğini gösterdi. Seminerler sonrası aşağıdaki öneriler geliştirilmiştir:
- Yüz yüze eğitime dönüldüğünde, aynı katılımcılarla salgın sonrası okula dönüşe uyum sağlama (adaptasyon) ve duygu düzeleme odaklı seminer verilmesinin anlamlı olacağı düşünülmektedir.
- Mesai saatlerinin sınırlandırılmasındaki zorluklar ve öğretmenlerden beklentilerin artması ve bunların yönetilmesinde yaşanan zorluklardan bahsedildi. Dolayısıyla veli-öğretmen ilişkisi, sınırlar ve çerçeve gibi konuları kapsayan seminer ve atölyeler düzenlenmesinin hem genel olarak hem de kriz durumları için öğretmenlere beceri kazandıracağı düşünülmektedir.
- Online eğitime devam edilmesi durumunda da veli iletişimine ilişkin idari kadro ile ayrı öğretmenlerin veli iletişimi ve ilişkisine dair ayrı seminer planlanmasının önemli olacağı düşünülmektedir.
- Öğretmenlerin bireysel olarak desteğe ihtiyaç duyabilecekleri göz önüne alınıp rehberlik birimlerinin öğretmenleri desteklemek amaçlı yapabilecekleri ve rehberlik birimlerinin ihtiyaçlarının değerlendirilmesinin anlamlı olacağı düşünülmektedir.
- Öğretmenlerin ihtiyaç ve beklentilerini belirlemek adına ihtiyaç analizi yapılarak eğitim planlamaları yapılmasının faydalı olacağı düşünülmektedir.
[1] https://hbr.org/2020/03/that-discomfort-youre-feeling-is-grief
[2] https://www.porta.com.tr/belirsizlik-uzerine/
[3] http://www.yankiyazgan.com/ogretmenler-kaygili-ve-bunalmis-durumdalar-su-an-her-zamankinden-daha-fazla-sosyal-duygusal-ogrenmeye-ihtiyac-var/ Christina Cipriano & Marc Brackett-Teachers Are Anxious and Overwhelmed. They Need SEL Now More Than Ever, 2020
[4] Öğretmen ağı Arka Plan I Herkes için Uzaktan Eğitim Bülteni, 2020