BÜŞRA KESKİN, Psikolojik Danışman
Başta, annesi seks ve ilişki terapisti olan 16 yaşındaki lise öğrencisi Otis üzerinden birkaç ergenin coşan hormonlarından, cinsellik ile ilgili cesur deneyimlerinden ibaret olabileceğini düşündüren “Sex Education” dizisi adının hakkını veriyor. Cinsel sağlık eğitimi, cinsel deneyimde partnerler arası açık iletişim, kendi ihtiyaçlarını ve partnerinin ihtiyaçlarını gözetme, kendi bedenini tanıma ve kabul edebilme, cinsel kimlik, cinsel yönelim gibi birçok konuya değinen dizi hem karakterleri hem de izleyiciyi adeta bir psiko-eğitim sürecinden geçiriyor.
Dizinin cinsel deneyim ve bedenimizle ilgili bize verdiği önemli mesajlardan bazılarını ele alalım:
Performans kaygısı doğal, cinsel organlar biriciktir!
Dizi, açılış sahnesini cinsel ilişki sırasında sertleşme sorunu yaşayan bir lise öğrencisi ile yapıyor. Genelde yaşlanmaya bağlı olduğu düşünülse de yaştan bağımsız olarak farklı sebepler sertleşmeyi olumsuz etkileyebiliyor. Karakter bunu Otis ile paylaştığında, penisinin büyüklüğü, baskıcı bir baba figürü gibi sebeplerle performans kaygısı yaşadığını anlıyor, anlıyoruz. Tüm bu kaygılarını fark etmek, konuşmak ona iyi geliyor ve erekte olabiliyor.
Benzer şekilde, birkaç kız öğrencinin vajinalarının görüntüsünden rahatsız olduklarını, bunu dert ettiklerini izliyoruz. Bunu birbirleriyle ve seks terapisti ile konuşma cesareti bulduklarında cinsel organların çeşitliliğini fark etmeleri mümkün oluyor. Cinsel organların birebir aynı olamayacağını, olması gerekmediğini, ideal boyut ya da görüntü olmadığını sesli bir şekilde duyuyoruz.
Cinsel işlevleri olumsuz etkileyen sertleşme, orgazm, boşalma problemleri zaman zaman yaşanabilir. Kaygının, depresyonun, stresin, zorlu yaşam olaylarının cinsel işlevleri olumsuz etkileyebileceği bilinmektedir[1]. Kişinin kendisine ve ilişkisine zaman vermesi, anlamaya çalışması kolaylaştırıcı olabilir. Ancak bu her zaman dizide olduğu gibi kolayca çözülemeyebilir, uzun sürebilir ve terapi desteği gerekebilir. Bu sorunlar, travmatik cinsel deneyimler, cinselliğe dair aşırı kötücül ilk duyumlar, aşırı mükemmeliyetçi, baskıcı ebeveyn tutumları, toplumsal cinsiyet gibi birçok köklü nedenden kaynaklanıyor olabilir[2],[3]. Yapılan çalışmalar, en az her üç kişiden birinin yaşamlarının herhangi bir dönemlerinde en az bir cinsel işlev bozukluğu yaşadığını ortaya koymaktadır[4]. Türkiye’de resmi bir cinsel eğitimin olmaması, cinselliğin tabu olarak görülmesi, bekaretin önemsenmesi gibi etkenlerle kadınlarda vajinismusun ve cinsel isteksizliğin, erkeklerde ise çeşitli boşalma bozukluklarının daha yüksek oranlarda görüldüğü bilinmektedir[5]. Keyifli, isteklerin konuşabildiği, rahat bir cinsel deneyimi herkes hak eder ve destek istemek de almak da bir o kadar doğaldır.
Yaşasın partnerinle ve bedeninle açık iletişim! Yaşasın mastürbasyon!
Annesinden öğrendikleri ve anlayışlı tavrı ile lisede terapistçilik oynayan Otis’in ünü gittikçe artıyor ve cinsel ilişkilerinde sorun yaşayan herkes Otis’e başvurmaya başlıyor. O kadar ki biyoloji öğretmeni bile Otis’ten destek istiyor. Dizide, cinsellikle ilgili sorun yaşayan kişilerin kendi istekleri üzerine düşünmemiş ya da partnerleri ile açık iletişim kurmamış olmaları ortak bir nokta olarak vurgulanıyor. Kişilere ve ilişkilere iyi gelebilecek en iyi başlangıcın, anlamaya çalışmak, ifade etmek olduğunu görüyoruz. Örneğin, ilişki esnasında taraflardan birinin ışığı kapatmak istemesi üzerine sorun yaşayan bir çiftin hikayesine tanıklık ediyoruz. Konuştukça, birbirlerini tanımaya, dinlemeye, daha rahat hissetmek için partnerlerinden kabul edildiklerine dair geri bildirimler duymaya ihtiyaçları olduğunu onlarla beraber biz de fark ediyoruz. Partnerle konuşmanın, kendini ifade etmenin ancak kendinle, bedeninle tanışarak başlayabileceğini görüyoruz. Oldukça fazla cinsel deneyim yaşamış olan Aimee bir süre sonra tatmin olmadığını, aslında –mış gibi yaptığını fark ediyor. “Sen ne istiyorsun? Vücudunun neresine dokunulmasından hoşlanıyorsun?” gibi sorular ise onun için oldukça çarpıcı oluyor çünkü cevapları bilmiyor, hiç de düşünmemiş. Mastürbasyon yapmanın iyi olabileceği önerisi ile bedenindeki haz kaynaklarını keşfedebileceğini fark ediyor. Sonrasındaki ilişkilerinde de kendini daha iyi ifade etmeye başlıyor. Dizide olduğu gibi, pek çok araştırma mastürbasyon sıklığı arttıkça kadınların beden memnuniyetinin arttığını gösteriyor[6]. Bedene dair memnuniyetin, kişilerin romantik ve cinsel ilişkilerinde doyumu artırması da mümkündür.
Cinsellik hayattın içinde, dışındaymış gibi davranamayız.
Bu yıl 3. sezonu yayınlanan dizi, temelde cinsellik üzerine konuşmaya, doğru bilgiye erişebilmeye ihtiyacımız ve hakkımız olduğunu söylüyor. İnsan hayatının önemli ve dışlayamayacağımız bir parçası olan cinselliğe alan açıldığında kendini anlama ve ifade etmenin daha rahat olabileceğini de karakterler üzerinden gösteriyor belki de. Örneğin, ilk sezonda öfkeli, gergin ve bir zorba olarak karşımıza çıkan Adam’ın performans kaygısını anlamaya çalışma ile başlayan serüveni cinsel yönelimine dair farkındalığı, homoseksüel olduğunu kabul etmesiyle devam ediyor. Ve ancak o zaman hem bedenen hem de duygusal olarak biraz daha gevşemiş, kendini ve başkalarını sevmeyi deneyen bir Adam’ı görebiliyoruz. 16 yaşındaki Otis’in seks ve ilişkiler üzerine etrafına dağıttığı teorik bilgi bolluğunun yanı sıra pratikte, kendi cinsel hayatındaki sorunlara ve çaresizliklere de tanık oluyor, kendini anlamaya ve ifade etmeye dair mücadelesini izliyoruz.
Dizinin diğer ve belki de en önemli alametifarikalarından biri, derdini anlatırken ayrımcılığa, heteronormativiteye geçit vermemesi, üstelik bunu hiç zorlanmadan, çeşitliliğin ne kadar olağan olduğunu hissettirerek yapması diyebiliriz. Lily sayesinde erotik bir bilim kurgu dünyasının içine çekilmek bile mümkün. Cinselliğin tabu olmaya devam ettiği, heteroseksüelliğin ve cisgender (natrans) olmanın “en normal” varsayıldığı bu dünyada dizinin, ergen, yetişkin, ebeveyn, herkese renkli ve çeşitli bir iç hesaplaşma deneyimi sunduğunu söyleyebiliriz. Dizinin önemli mesajlarından hareketle, günlük hayatta da kendimizi ve başkalarını biraz daha özgür, rahat bırakabilmek temennisiyle…
[1] Lewis, R.W. et all (2010). Definitions, Epidemiology, Risk Factors for Sexual Dysfunction.The Journal of Sexual Medicine. 7(4).
[2] Şahin, D. (2001). Sık görülen iki cinsel işlev bozukluğu: vajinismus ve erken boşalmada değerlendirme tanı ve tedaviler. Roche, İstanbul.i z
[3] İncesu, C. (2004). Cinsel işlevler ve cinsel işlev bozuklukları. Klinik Psikiyatri Dergisi, 7 (3), 3-13.
[4] CETAD (2006). Bilgilendirme Dosyası 1: Cinsel Yaşam ve Sorunları. Basın Bülteni, İstanbul.
https://www.cetad.org.tr/CetadData/Books/21/pdf-dosyasini-indirmek-icin-tiklayiniz.pdf
[5] İncesu, C. (2004). Cinsel işlevler ve cinsel işlev bozuklukları. Klinik Psikiyatri Dergisi, 7 (3), 3-13.
[6] Horvath, Z. et al (2020). Body Image, Orgasmic Response, and Sexual Relationship Satisfaction: Understanding Relationships and Establishing Typologies Based on Body Image Satisfaction. Sexual Medicine. 8 (4).