İrem EKEN, Klinik Psikolog
Sınavların yaklaştığı bu günlerde, birçok öğrenci kaygı hissediyor. Hayatta “en büyük başarı” olarak görülen sınavlar, öğrencilerin yanı sıra öğretmenlerin, anne babaların sınavlara yükledikleri anlamlar nedeniyle daha da kaygı uyandırıcı bir hal alabiliyor. Eğitim sistemine baktığımızda da, sınavların önemsenmemesi pek mümkün görünmüyor. Bireylerin ileride istedikleri meslekleri yapmaları ve mutlu olmaları sadece bu sınavlarla ilişkilendirilebiliyor.
Sınav kaygısı; öğrenilen bir bilginin, sınav sırasında kullanılmasını engelleyen, başarıyı düşüren, kaygı, endişe, korku gibi duyguların yoğun yaşanmasına neden olan bir durumdur. Öğrenciler, farklı nedenlerle sınav kaygısı hissedebilirler. Örneğin, yeterli düzeyde hazır olmadıklarını düşündükleri, aşırı çalıştıkları ve dinlenemedikleri, başarısızlıktan, hata yapmaktan aşırı korktukları ya da ailenin, çevrenin yüksek beklentilerini karşılamak zorunda hissettikleri için kaygılanabilirler.
Kaygının nedenleri gibi, kaygının seviyesi de farklılık gösterebilir. Aslında kaygı, hayatımız için oldukça koruyucu ve gerekli bir duygudur. Hiç kaygılanmadığımızı, gelecekle ilgili hiçbir kaygımız olmadığını düşünelim. Hayatla ilgili hedef ve amaçlarımız için gerekli motivasyonu sağlayabilir miydik? Her duygu gibi, hiç kaygı hissetmemek de hayatı kolaylaştırmaz aksine zorlaştırabilir. Kaygı, hüzün, öfke, korku gibi duygular olumsuz, yanlış, zararlı gibi algılansa da insanın her duyguya belli ölçüde ihtiyacı vardır. Örneğin, çocuklar yeni bir bilgi öğrenirken heyecan duyabilirler; sınava hazırlanırken, çalışma planı yaparken, öğrenmek için kendilerine uygun yöntemler geliştirirken kaygı hissedebilirler. Bu kaygılar genellikle ebeveynlerden, öğretmenlerden gelen ufak destekler ile azalır ve çocuğun dikkatini toplamasına, öğrenme ve çalışma isteğinin artmasına fırsat sağlar. Öte yandan bazen sınav kaygısı daha ağır yaşanabilir. “Bunu hiçbir zaman anlayamayacağım”, “Bunu öğrenemezsem her şey biter”, “Bu sınav benim kim olduğumu gösterir”, “Hayatta başarılı ve mutlu olabilmek için sınavı kazanmaktan başka çarem yok” gibi olumsuz düşünceler ve inançlar, çocuğun özgüveninin azalmasına neden olur. Sınav öncesinde arkadaşlar, aile, çevre ile iletişim kurmakta ve sürdürmekte zorluklar, aşırı öfke, gerginlik, aşırı hareketlilik, unutkanlık, beslenme ve uyku düzeninde sorunlar, titreme, baş ağrısı, mide ve bağırsak sorunları görülebilir. Sınav sırasında da bu düşünce ve inançlar, fikir üretmelerini, düşünmelerini, çözüm yolları geliştirmelerini engelleyebilir.
Ebeveynler Neler Yapabilir?
Çocukların sınav kaygısıyla baş edebilmeleri en az sistemli ve verimli çalışabilmeleri kadar önemlidir. Sınav kaygısının azaltılabilmesi için öncelikle kaygının nedenlerini çok iyi anlamak, bu kaygıyı yok etmeye çalışmak yerine çocuğun bu duygu ile baş etmesini öğretmek gerekir.
Bu noktada ebeveynlerin uygulayabilecekleri basit ve pratik bazı yöntemler vardır:
- Çocuğun duygu ve düşüncelerine önem vermek, sınav ile ilgili düşünceleri ve inançları ile ilgili konuşmak işe yarayabilir.
- Olumsuz yaklaşım ve söylemler yerine olumlu noktalara odaklanmak önemlidir. Çocuğa sürekli çalışmasını hatırlatmak, yeterince çalışmadığını ima etmek, sınavı kazanamayacağına dair kesin söylemlerde bulunmak, onu diğer çocuklar ile karşılaştırmak, kıyaslamak gibi yaklaşımlar çocuğun kaygısını daha çok artırabilir.
- Sınavı hayattaki tek “başarı” ve nihai bir “son” olarak tanımlamak yerine çocuğun süreç içinde gösterdiği emeği görmek ve takdir etmek, çocuğun özgüveni açısından önemlidir.
- Beklentilerin gerçekçi olması gerekir. Aşırı, yüksek beklentiler çocukların daha çok yetersizlik, çaresizlik hissetmelerine yol açabilir. Çocuğun güçlü özellikleri ile uyumlu beklentiler hem çocuklara hem de ebeveynlere iyi gelir.
- Çocuğun çalışma planını gerçekçi yapması desteklenebilir. Bu plan yapılırken, çocuğun sosyal faaliyetlere, dinlenmeye zaman ayırmasını teşvik etmek önemlidir.
- Çocuğa nefes alma ve kas gevşetme egzersizleri gibi kolay uygulanabilen yöntemler öğretilebilir. Ebeveynler de bu egzersizleri çocukları ile birlikte yapabilir.
Ayrıca çocuğun okuldaki psikolojik danışmanı ile görüşmesini sağlamak, bir işbirliği geliştirmek işe yarayabilir. Psikolojik danışman gerekiyorsa çocuğu psikoterapi desteği almak için yönlendirecektir.
Tüm sınava girecek öğrencilere şimdiden başarılar dileriz.